Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’de Dünya Mazlumlarının Sesini Yükseltecek! Konuşma Tarihi Belli Oldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda gerçekleştireceği 15. konuşmasıyla global sorunlara yönelik önemli mesajlar verecek. Erdoğan, bu konuşmasıyla mazlumların sesi olmaya çabalayacak. Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM'deki konuşması tam olarak ne zaman yapılacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM'deki konuşma tarihi nedir?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na 23 Eylül Salı günü 15. kez hitap edecek.

Geçtiğimiz yıl, 24 Eylül'de BM 79. Genel Kurulu'na yaptığı 14. konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası topluma İsrail'in saldırılarına karşı bir duruş sergileme çağrısında bulunmuştu. "Filistin’i tanımayan ülkeleri, bu kritik zamanda tarihin doğru tarafında yer alarak Filistin devletini bir an önce tanımaya davet ediyorum. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti'nin kurulması artık daha fazla ertelenemez. 70 yıl öncesinde Hitler, insanlığın ortak mücadelesiyle durdurulmuşsa, günümüzde de Netanyahu ve cinayet çetesi, yine insanlığın birliğiyle engellenmelidir." demişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM 79. Genel Kurulu’ndaki konuşması, Gazze meseleine yönelik uluslararası topluma harekete geçme çağrısı içeriyordu ve bu konuşma, yabancı basında da geniş yankı buldu.

Bunun yanı sıra, Erdoğan zirve çerçevesinde devlet ve hükümet liderleriyle de görüşmeler gerçekleştirecek. 22 Eylül'de Filistin Konferansı'nda ve 24 Eylül'de BM İklim Zirvesi'nde konuşmalar yapması bekleniyor.

“Dünya beşten büyüktür”

Erdoğan, cumhurbaşkanı olarak sahneye ilk kez 2014 yılındaki BM 69. Genel Kurulu'nda çıkmıştı. Bu konuşmasında BM'nin reform gereksinimini, "Dünya beşten büyüktür" ifadesiyle dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Daha fazla gecikmeye tahammül yoktur; daha fazla mazlum, masum insanın hayatını kaybetmesine mahal vermeden, küresel vicdanın daha fazla yara almasına izin vermeden, Birleşmiş Milletler sorunlara anında müdahale etmelidir. Kesin bir şekilde belirtmek isterim ki, dünya beşten büyüktür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin, dünya realitesiyle uyuşmayan bir şekilde BM'yi etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın onaylayabileceği bir durum değildir. Alınan kararlar, bir ülkenin iki dudağının arasına sıkışmış durumda. Eğer bu ülke 'hayır' derse hayır, 'evet' derse ancak o zaman uygulamaya geçilebilir. Filistin'de yalnızca birkaç ayda 2 binden fazla masum insan hayatını kaybederken, Birleşmiş Milletler beklenen çözümleri sunamamıştır. Suriye'de ise 4 yıl içerisinde 200 binden fazla kişi ölmüş, 9 milyona yakın insan yerinden olmuştur; fakat Birleşmiş Milletler yine etkin çözümler önerememiştir."